d. Mimari Eserler
d.1 Cami ve Külliyeler
-Ulu Cami ve Külliyesi
Manisa’nın en eski câmisidir. Saruhan Bey’in torunu İshak Bey tarafından 1366’da
yaptırılmıştır. 14 sütun üzerine üç yönde revakla çevrilmiştir. Sütunlarının
bâzıları Bizans kilisesine âittir. Câminin yanında bir medrese vardır. Medrese
kapısı yanında tek şerefeli kilim desenini andıran ve yeşil, mavi, sarı ve mor
renkli çini tuğlalarla süslü kısa gövdeli minâresi vardır. Minber abanoz
ağacından yapılmış olup, âyet-i kerîme yazılarıyla süslüdür. Minber Türk ağaç
oymacılığının güzel örneklerinden olup, Manisa Etnografya Müzesindedir. Medrese,
Bizans kilise harâbeleri üzerine yapılmıştır. Boyu 36,55 m, eni 32,55 metredir.
-Hatuniye
Camii ve Külliyesi
Sultan İkinci Bâyezid’in hanımı Hüsnü Şah Hâtun 1490’da yaptırmıştır. Külliye;
câmi, sıbyan mektebi, Kurşunlu Han, medrese ve hamamdan meydana gelmiştir.
Medresesi yıkılmıştır. Kurşunlu Han gördüğü tâmirler yüzünden, orijinal yapısını
kaybetmiştir. Minâresinin gövdesi zikzaklı burmalarla bezenmiştir. Geometrik
oymalarla süslü minberi orijinaldir. Külliye ilk dönem Osmanlı mîmârîsinin en
güzel örneklerindendir. Câminin yanındaki türbe 1881’de ölen Sadrazam Rüştü
Paşa’ya âittir.
-Sultan (Valide Mesir) Camii ve Külliyesi
Yavuz Sultan Selim Han’ın Hanımı Ayşe Hafsa Sultan tarafından yaptırılmıştır.
Külliye; câmi, sıbyan mektebi, sultan hamamı, dârüşşifâ, medreseden meydana
gelmiştir. Mesir Macunu bu külliyede bulunan câmiden halka atıldığı için Mesir
Câmii adı ile de bilinir. Câminin mihrab ve minberi Osmanlı sanatının üstün
yapılarındandır. Dış medrese yıkılmış olup, iç medrese günümüzde müftülük olarak
kullanılmaktadır. Dârüşşifa kısmı ise günümüzde sağlık müzesidir.
-Muradiye Camii ve Külliyesi
1582-1585 seneleri arasında yapılmış olup Mîmar Sinan’ın eseridir. Külliye;
câmi, medrese, imârethâne, sıbyan mektebinden meydana gelmektedir. Sıbyan
mektebi yıkılmıştır. Külliyeyi Sultan Üçüncü Murâd Han yaptırmıştır. Câmisi
Manisa’daki Osmanlı devri câmilerinin en değerlisidir. Kesme taştan yapılan
câminin sağ ve solunda iki ince minâre bulunmaktadır. Giriş kapısı ağaç
oymacılığının bir şâheseridir. Sütun kapı, duvar ve kubbede yer alan oymalı
mermerler, çiçek motifli ve âyet-i kerîmelerle süslü çiniler ve diğer çeşitli
süslemelerle Türk süsleme sanatının en güzel örneklerindendir. Medresesi,
Etnografya Müzesi; imârethâne kısmı ise Arkeoloji Müzesi olarak
kullanılmaktadır. Sultan İkinci Abdülhamid zamanında külliye esaslı bir şekilde
tâmir edilmiştir.
-Dilşikar Camii ve Külliyesi
Kare planlı, tek kubbeli bir camidir. Pandantif bingili ve sekizgen tamburlu
kubbe kiremit kaplıdır. Üç yuvarlak kemerli son cemaat yeri sonradan ilave
edilmiştir.
-İvaz Paşa Camii
İvaz Paşa bin Abdülmümin tarafından 1488’de Mutlu Mahallesi’nde yaptırılmıştır.
Yanında medrese odaları vardır. Ağaç minberinin oymaları Türk el sanatının en
ince görüntülerini sergiler.
-Çeşnigir Camii
Çeşnigir Sinan Bey tarafından 1474’te yaptırılmıştır. Caminin harim kısmı düzgün
kesme taşlarla enine dikdörtgen bir plan üzerine inşa edilmiştir. Mihrabı
geometrik oymalarla bezelidir. Yanında Karamanoğulları’nın yaptırdığı kitaplık
bulunmaktadır.
-Ali Bey Camii
Timurtaş Paşa oğlu Ali Bey tarafından 1427 yılında yaptırılmıştır. Zaviyeli cami
tipinde inşa edilmiştir. Minaresi caminin batı kısmında yer alır.
-İbrahim Çelebi Camii
Kare planlı, tek kubbeli bir camidir. Caminin son cemaat yeri, alaturka
kiremitli üç küçük kubbeyi taşıyan, mermer sütunlu, devşirme Bizans başlıklı ve
sivri kemerli bir akad sisteminden meydana gelmektedir. Caminin kitabesine göre
1549 yılında Karamanizade Emre Hoca’nın oğlu İbrahim Çelebi tarafından cami ve
medrese odaları yaptırılmıştır.
d.2 Türbeler
-Saruhan Bey
Türbesi
Saruhan Bey’in torunu İshak Çelebi tarafından 1345 yılında yaptırılmıştır. Türbe
tek merkezli kubbeli ve giriş bölümü yuvarlak kemerlidir. Kubbeli ana mekanın
kuzeyine eklenmiş tonozlu giriş mahalli ile Manisa yöresine has bir plan tipinin
ilk örneği olmuştur.
-Yedi Kızlar (Gülgün Hatun) Türbesi
Gülgün Hatun tarafından 14. yüzyılda yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı yapının
geniş sivri kemerli giriş cephesi yöre türbelerinin karakterlerini yansıtır.
Kare mekanlı ve kubbeli bölümde yedi mezar görülür, içindeki yedi sandukadan
ötürü türbenin ismi halk tarafından yedi kızlar olarak anılmaktadır.
-Revak Sultan Türbesi
Kare plan üzerine kaba yontulmuş taşlarla inşa edilmiştir. Türbenin içinde biri
Horasan Pirlerinden Revak Sultan’a ait olmak üzere üç sanduka bulunmaktadır.
-Aynı Ali Türbesi
Güney yönündeki sivri kemer açıklıklı kare planlı giriş mekanı kırma çatı ve
alaturka kiremit kaplıdır. Kubbenin dışı günümüzde kurşun görünümlü şaplı
betonla sıvanmıştır.
-Yirmi iki Sultanlar Türbesi
Kesme taşlarla inşa edilmiş sekizgen piramidal gövdeli bir türbedir. Manisa’da
sancak beyi olarak bulunan Osmanlı şehzadelerinin çocuk ve yakınları için inşa
edilen türbede sekizi erkek on dördü çocuk ve kadınlara ait 22 sanduka
bulunmaktadır.
-Terzi Ahmet Dede Türbesi
Yol kenarındaki bir bahçe içinde bulunan türbe, kare planlı kübik bir yapıdır.
Doğu cephesindeki dikdörtgen formlu kapıya giriş sağlanmış, kubbe bingisi olarak
pandantif kullanılmıştır.
-Tezveren Dede Türbesi
Kare planlı, tek kubbeli, kübik, kargir bir yapıdır. Tüm cepheleri sıvandığından
orijinal duvar örgüsü görülememektedir. Batı yönünde basit bir kapısı vardır.
-Haki Baba Mescidi
Mescit, Haki Baba (Kaynak) Mahallesi, Yavaşali Sokağı’ndadır. Kitabesi
bulunmamaktadır ancak Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde tarihsiz iki vakıf
kaydı vardır.
Haki Baba tarafından 14. yüzyılda yaptırılan mescit, kırma çatılı, alafranga
kiremit kaplamalı, düz kireç harç sıvalı basit bir yapıdır. Minaresi sonradan
yapılmış ve kuzeybatı köşesine yerleştirilmiştir.
-Yiğitbaşı Dergahı
Tekke, Seyit Hoca Mahallesi’ndedir. Dergah, 1505-1506’da Manisa’da ölen
Reisülevliya Ahmet Şemsettin Marmaravi (Yiğitbaşı) tarafından yaptırılmıştı.
Sekizgen planlı, kubbeli bugünkü yapı 1976’larda tamamen yeniden yapılmıştır.
Mescit olarak kullanılmaktadır. Etrafındaki hazirede 11 tane mezar taşı vardır.
d.3 Hanlar
ve Hamamlar
-Cumhuriyet
Hamamı
16. yüzyılda inşa edilmiştir. Kuzey cephesinde bulunan kadınlar bölümünün
kapısında, ortasında şadırvan bulunan kubbe örtülü geniş bir soyunma mahaline
girilmektedir. Erkekler bölümünün kapısı batı yönündedir.
-Hüsrev Ağa Hamamı
Kagir bir yapıdır. Cephesi, ortadaki daha yüksek olmak üzere üç sivri tonozlu
niş halindedir.
-Karaköy (İvaz Paşa) Hamamı
Yan yüzleri kapalı ön cephesi iki bizanten başlıklı mermer sütunlara oturan üç
sivri kemerden ibaret revak sistemi hamamın giriş mahalidir. Cephesi kırmızı
tuğla ve beyaz derzlerle yapılmış, geometrik motiflerle süslüdür.
-Alaca Hamam
15. yüzyıla tarihlenen çifte bir hamamdır. Kare planlı soyunma kısmının üstü
kubbe ile örtülmüştür.
-Dere (Gülgün Hatun) Hamamı
14. yüzyılda Gülgün Hatun tarafından yaptırılmıştır. Merkezi kubbeli, dört
eyvanlı hamam tipindedir.
-Çukur Hamam
Ulu Cami’nin kuzeydoğusunda yer alan Çukur Hamam, dört eyvanlı, merkez kubbeli
hamam tiplerinin bir örneğidir. Kare planlı ve kubbe örtülü camekanın iç duvar
kenarlarına yüksek taş sekiler yapılmıştır. Tonoz örtülü soğukluk bölümünden
kubbeli ılıklık bölümüne geçilir. Ilıklık kısmının doğusu dört eyvanlı ve
halvetli sıcaklık kısmıdır.
-Kurşunlu Han
1488 yılında Sultan II. Beyazıt’ın Hatunu Hüsnüşah Sultan tarafından inşa
ettirilmiştir. Han iki katlı, açık avlulu, kareye yakın dikdörtgen planlı olarak
inşa ettirilmiştir. Yapının üst örtüsü orijinalinde kurşunlu olup, sonradan
kiremit çatı ile kapatılmıştır. Günümüzde öğrenci yurdu olarak kullanılmaktadır.
-Yeni Han
19. yüzyılda Hacı Mehmet Sadık Bey tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı,
avlulu, ahırlı, iki katlı bir ticaret hanıdır. Birinci katta depolar ve sonradan
ilave edilmiş ahırlar, ikinci katta ise revaklara açılan tek mekanlı odalar yer
almaktadır.
d.4 Çeşmeler
-Kaval Çeşme
Kitabesinden Fatih devrinde yapıldığı anlaşılan çeşme sivri kemerli, niş
halindedir. Mutlu Mahallesi, Kaval Çeşme Sokak’ta bir konutun içinde gömülü
halde bulunmaktadır.
-Anonim Çeşme (Vak Vak Çeşmesi)
Vak Vak Tekkesi hazire duvarı içine yapılmış tuğla örgülü sağır bir niş
halindedir.
-Taşçılar Mescidi Çeşmesi
Kitabesinden 1800 yılında yapıldığı anlaşılan çeşme, caminin doğu duvarına
sonradan ilave edilmiştir. Mermer ayna taşının üst tarafına iki satırlık bir
kitabe oyulmuş, altına da tepeleri alemli üç kemer deseni çizilmiştir.
-Anonim Çeşme
Kaynak Mahallesi Dokur Sokak’ta bulunan çeşmenin cephesindeki sivri kemerli
nişin üzengi seviyesine kadar kaba yontu taş, diğer kısımları tuğla malzeme ile
inşa edilmiştir.
-Derdiler Çeşme
Müstakil bir meydan çeşmesidir. Cephesi ağır, sivri kemerli bir niş halindedir.
-Polat Hacı Mehmet Ağa Çeşmesi
Polat Hacı Mehmet Ağa tarafından 1790 tarihinde yaptırılmıştır. Beyaz mermer ile
inşa edilmiş iki cepheli bir çeşmedir.
-Sipahi Pazarı Çeşmesi
Rum Mehmet Paşa Bedesteni’nin güney girişine sonradan yapılmış, Cumhuriyet
öncesine ait bir çeşmedir.
-Derviş Hasan Çeşmesi
Derviş Hasan tarafından 1762 tarihinde yaptırılmıştır. Yarhasanlar Camii’nin
güneyindeki hazire duvarına bitişiktir.
-Pür Nefes Çeşmesi
1586 yılında yaptırılan bu meydan çeşmesi Arapalanı Camii avlusunun kuzeydoğu
köşesindedir. Çeşmenin kuzeye bakan cephesi sivri niş halinde oyulmuştur.
-Anonim Çeşme
Bayındır Mahallesi, Serabat Caddesi’nde bulunan hayır eseri bir çeşmedir. Sivri
kemerli sağır bir niş halindeki çeşmenin ayna taşına bir lüle takılmıştır. Su
haznesi tuğla örgülü bir beşik tonozla kapatılmıştır.
-Van Kulu Mehmet Efendi Hayratı (Serabat Çeşmesi)
Bayındır Mahallesi’nde, Tabak Deresi kenarında tuğla malzeme ile yapılmış,
hazneli bir çeşmedir. Yapı blokunun doğu cephesi sivri kemerli sağır niş olarak
düzenlenmiş, kemerin üzengi seviyesine yatay profilli silme işlenmiştir.
-Aynı Ali Çeşmesi
Süleyman Paşa tarafından 1809 tarihinde yaptırılmıştır. Aynı Ali Camisi’nin avlu
duvarındaki hazneli bir çeşmedir. Cephesi üç yuvarlak sağır kemer halinde
düzenlenmiş, ortadaki kemerin içine su lülesi yerleştirilmiştir.
-Muradiye İmareti Çeşmesi
Muradiye Külliyesi’nin Cami ile Medrese arasındaki dış duvarına yapılmış bir
çeşmedir. Gerek mimari, gerek süsleme elemanının karakteri bakımından klasik
devir Osmanlı mimarisinin bir örneğini teşkil etmektedir.
d.5 Diğer Mimari Eserler
-Saray-ı Amire (Manisa Sarayı)
Vakfıyesinde 1145 yılında yapıldığı belirtilen Manisa Sarayı bugünkü Fatih Parkı
ve Kızılay binasının bulunduğu alanda yer almaktaydı. Sarayı Sultan II. Murat
inşa ettirmiş, Fatih Sultan Mehmet genişletmiştir.
III. Mehmet döneminin ünlü nakkaşı Hasan Paşa’nın “Şemailname-i Ali Osman” adlı
eserindeki minyatürden edinilen bilgilere dayanarak; sarayın 52 dönümlük bir
alana yayılan bahçeler içinde yer aldığını, ortada büyük bir kapısı bulunan
revaklardan saray avlusuna girildiğini, birinci avluda üç kuleli bir köşkün ve
avlunun, sağ tarafında kemerli bir kapıdan girilen küçük bir bahçe içinde ikinci
bir köşkün olduğu bilinmektedir.
Sultan III. Mehmet’ten sonra şehzadelerin İstanbul dışında eğitimi yasaklanınca
Manisa Sarayı kaderine terk edilmiş ve 18. yüzyıla kadar küçük onarımlarla
ayakta tutulmaya çalışılmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında sarayın ahşap
kısımları tamamen yanmıştır. Günümüze ulaşan kare planlı kısmı taş ve tuğladan
yapılmış bir kulenin üstü sıvanıp, üç katlı bir apartman haline getirilmiştir.
Bina günümüzde Kızılay Derneği’nin merkezi olarak kullanılmaktadır.
-Mevlevihane
Evliya Çelebi’nin görüp, yazdığına göre, 1369 yılında İshak Çelebi tarafından
yaptırılmış bir tekkedir. Celal Bayar Üniversitesi tarafından aslına uygun
olarak restore edilmektedir.
Ortadaki kubbeli semahanenin güneyine sivri topuzlu geniş bir ana eyvan eklenip,
tekkenin mescid kısmı oluşturulmuştur. Ana eyvanın karşısındaki giriş eyvanında
ise iki katlı bir düzen uygulanmış ve üst kat musiki icra yeri olarak
kullanılmıştır. Doğu ve batı yönündeki yan mekanların üst katlarına çıkışı
sağlayan kapı ve merdiven izleri tespit edilememiştir.
-Hükümet Konağı
Neo Klasik Osmanlı mimarisi stilinde olan Hükümet Binası, 1924-1925 yıllarında
Vali Muştak Lütfi Bey zamanında, Mimar Rüstem Bakoğlu’na yaptırılmıştır.
Üç katlı kagir bina dikdörtgen planlıdır. Kuzey cephesinin ortasındaki giriş
anıtsal formdadır. Bu kısımda iki yandan merdivenlerle çok köşeli dört sütunlu
ve üç sivri kemerli bir sundurmaya çıkılmakta, bu sundurmanın üst balkon
şeklinde düzenlenmiş dört adet, dört sütun üzerine oturtulan balkon çatısının
üzerine yarım bir yalancı kubbe yapılmıştır. Güney cephesinin ortasında yedi
mermer basamakla çıkılan ikinci bir giriş kapısı vardır. Her katta 17 odadan
toplam 51 odası vardır.
-Darphane
Yapının kitabesi olmadığından esas fonksiyonu ve yapım tarihi belli değildir.
İçinde İlyas Bey’in 1362 yılında bastırdığı bir sikkeyle birlikte birçok sikke
bulunduğundan darphane olarak isimlendirilmiştir. İki katlı ve kubbeyle örtülü
kagir binada alt kat sivri tonozla örtülü yan yana iki mekan halinde
düzenlenmiştir. Cephe kesme taş kaplama yapılmış ve aralarına üçer sıralı yassı
taşlar yerleştirilmiştir.